Yüzyıllara meydan okuyan,
büyülü, kocaman bir şehir; İstanbul. Ve bu şehrin her sokağını, herkes
için daha güzel, daha ‘yaşanır’ bir yer yapmak uğruna her türlü kötülüğe
ve sıkıntıya meydan okuyan yürekli polislerimiz… İstanbul Polis
Teşkilatı Asayiş Şube’de görev yapan ‘sivil’ bir ekip, minibüsleriyle bu
metropolün sokaklarını arşınlamakta ve karşılarına çıkan her türlü
kanunsuzlukla savaşmaktadırlar. Polislerimiz, görevleri sırasında,
değişik ve çeşitli insan hikayeleriyle sürekli karşılaşmaktadır. Zaman
zaman gülümseten, zaman zaman da iç burkan bu hikayelere; meslek
yıllarının tecrübesi ve ‘babalığıyla’ yaklaşan, ekibin diğer genç
üyelerine de yol gösteren Başkomiser Rıza Baba olur. Rıza Baba; genç,
enerjik ve yakışıklı komiser Murat’a, ekibe yeni katılan çiçeği burnunda
komiser Zeynep’e, hayatla ve kendisiyle yaşadığı problemler yüzünden
kimi zaman kontrolden çıkabilen Mesut’a ve kalabalık ailesiyle
İstanbul’da geçim derdine düşmüş saf-temiz yürekli Hüsnü’ye; kısacası
tüm ekibe, hem mesleğe hem de hayata dair pek çok şeyi öğretecek,
unutulanları hatırlatacaktır. Kısacası, polislerimizin ve ailelerinin
hayatları ile İstanbul sokaklarının serüveni iç içe geçecek,
kahramanlarımız; sevinçte, kederde, aşkta ve yalnızlıkta her zaman
birbirlerinin yanında olacaklar. İçlerinden biri tökezlediğinde hep
birlikte ona destek olup ayağa kaldıracaklar.